ORMANLARIN YAPILAŞMAYA AÇILMAK İSTENMESİNE KARŞI KAMPANYA

Bazı bölgelerdeki ormanlık alanların, Cumhurbaşkanlığı kararıyla orman vasfından çıkarılarak yapılaşmaya açılmasına karşı, 50'ye yakın çevreci STK'nın desteği ve katılımıyla imza kampanyası başlatıldı.

ORMANLARIN YAPILAŞMAYA AÇILMAK İSTENMESİNE KARŞI KAMPANYA

Aralarında Greenpeace Akdeniz, Kazdağları Ekoloji Platformu, Ekoloji Birliği, Kuzey Ormanları Savunması, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı gibi çevre kuruluşlarının bulunduğu çok sayıda STK tarafından da desteklenen kampanyanın metninde şu ifadelere yer verildi:

“Bu günlerde sıklıkla Resmi Gazete’de “bazı alanların ormanlık alan dışına çıkarılmasına ilişkin” kararları görüyoruz.  Resmi Gazete’de 16 Eylül 2022 tarihinde yayımlanan cumhurbaşkanı kararına göre, Balıkesir, Kütahya, Bingöl, Bolu, Çorum, İzmir, Kastamonu, Rize, Sinop, Mersin ve Karabük illerinde 1.5 milyon metrekare orman alanı, orman sınırları dışına çıkarıldı.

Bu yılın başında ise, 1 milyon metrekare, yani yaklaşık 140 futbol sahasına denk bir alan bir haftada orman dışı alan kabul edilmişti

Orman alanı dışına çıkarılan bu alanların ne için kullanıldığını, kullanım amacının kamu ve toplum yararına uygun olup olmadığını bilmiyoruz. Çünkü ormanların muhafazası veya ormanlarda yapılaşma izin süreçleri şeffaf ilerlemiyor.

Ülkemizde Kuzey Ormanları rantlar ve projeler uğruna talan ediliyor, Akdeniz Ormanları ise yangın ve iklim krizi tehdidiyle karşı karşıya.

2021’de hepimizin canını yakan en önemli olay orman yangınları oldu, bu yangınlar 2022’de de devam etti. Ancak ormanların yok olmasında en önemli neden orman yangınları değil, aynı zamanda ormanları yok eden Orman Kanunu. Adı orman kanunu ama ormanları korumuyor.

Çünkü Orman Kanunu’nun 16., 17. ve 18. Maddesi gereğince, ormanlık alanlar üzerinde her türlü yapıya izin verilebiliyor ve ormanlar, orman alanı dışına çıkarılabiliyor. Ormanların orman dışı amaçla kullanılmasına her geçen gün yeni bir neden ekleniyor.

Karaların üçte birini kaplayan ve karadaki türlerin yarısından fazlasını barından ormanlar dünyadaki en değerli ekosistemlerden. Fakat gezegenimizin akciğeri olan  ormanlarımız sistematik olarak ranta, iklim krizine, yapılaşmaya ve madenlere feda ediliyor. Çok zengin bir biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapan ormanlar kereste ve odun kaynağı değildir.

Uzmanların verilerine göre; 2012 ve 2020 yılları arasında yanan yıllık orman alanı ortalama 9 bin 700 hektar. 2020 yılında 21 bin hektar, 2021 yılında 170 bin hektar, orman yangınları nedeniyle yok oldu.

Orman Kanunu'nun 16., 17. ve 18. Maddeleri nedeniyle  yok edilen ormanlar ise her yıl ortalama 38 bin hektar.

Yukarıdaki veriler şunu gösteriyor; ormanları korumaktan uzak Orman Kanunu nedeniyle her yıl yanan miktarın 4 katı ve daha fazlası orman yok ediliyor.

İklim krizi ile mücadelede temel politika zorunluluklarından biri de ormanlarımızı korumak. Çünkü ormanlar, iklim krizine neden olan karbon emisyonlarını azaltmak için kritik öneme sahip. Ormanların olmadığı bir dünyada iklim krizi ile başbaşayız. Geçtiğimiz yıl Glasgow’da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 26. Taraflar Konferansı’nda, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu dünya liderleri, ormanları korumak için taahhütte bulundu. Uzmanlar en geç 2030'a kadar orman alanlarımızın en az %30'unun koşulsuz koruma altına alınması gerektiğini söyledikleri halde, Türkiye 26. Taraflar Konferansı’nda ormanların korunmasına yönelik verilen taahhütleri yerine getirmiyor.

Ormanları orman alanı statüsünden çıkarmak, bu taahhüt ile uyumlu değil.

Ormanları korumak için, orman kanunu değiştirilmeli, ormanların orman dışı statüsüne geçirilmeleri yasaklanmalı. Yeni bir orman kanunu istiyoruz!”

İSTANBUL (UHA) - SEZGİN AKKOYUN

BELEDİYELER

EKONOMİ