TABUTUNA HACİZ KOYULAN PADİŞAH: SULTAN VAHDETTİN’İN SON YOLCULUĞU

Osmanlı’nın son padişahı Sultan Vahdettin’in tabutu borçları nedeniyle haczedildi. Kızı Sabiha Sultan, küpelerini satarak babasına layık bir defin sağladı.

 Tabutuna Haciz Koyulan Padişah: Sultan Vahdettin’in Son Yolculuğu

Osmanlı İmparatorluğu'nun 36. ve son padişahı Sultan Mehmet Vahdettin, 16 Mayıs 1926’da sürgünde bulunduğu İtalya’nın San Remo şehrinde hayata gözlerini yumdu. Tahttan indirildikten sonra zor şartlar altında sürgün hayatı yaşayan Vahdettin, vefatının ardından da trajik olaylara maruz kaldı. Osmanlı’nın son hükümdarı olarak tarihe geçen Vahdettin’in tabutuna, mahalledeki bakkal ve manav tarafından alacaklı oldukları gerekçesiyle haciz koyuldu.

Sultan Vahdettin, tahtta olduğu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik buhranları ve siyasal karmaşalarıyla mücadele etti. Ancak ülkeyi terk ettikten sonra, sürgün yıllarında eski ihtişamından uzak, son derece zor bir hayat sürdü. San Remo’daki bir villada, mali sıkıntılar içinde yaşayan Vahdettin, ölümünden sonra bile borçları nedeniyle trajik bir durumla karşı karşıya kaldı.

Tabutuna konulan haciz, yalnızca bir borç meselesi değil, bir zamanlar cihan padişahı olan Osmanlı hükümdarının sürgün yıllarında düştüğü hazin durumu da gözler önüne serdi. Borçların ödenememesi, cenazesinin defnini bile engelleyecek noktaya ulaştı.

Sabiha Sultan'ın Fedakârlığı

Bu acı tablo karşısında Sultan Vahdettin’in kızı Sabiha Sultan büyük bir fedakârlık örneği gösterdi. Babasının cenazesine yapılan bu muameleyi sonlandırmak için sahip olduğu tek değerli eşya olan küpelerini satmaya karar verdi. Mücevherlerini satarak borçları ödedi ve haciz kaldırıldı.

Sabiha Sultan’ın bu fedakârlığı, babasına duyduğu sevgi ve sadakatin en önemli göstergelerinden biri olarak tarih sayfalarına geçti. Böylece Vahdettin’in cenazesi nihayet defnedilebildi. Ancak bu süreçte Osmanlı hanedanının yaşadığı dram, sadece bir padişahın son yolculuğunun hikayesi değil, bir milletin tarihindeki önemli bir dönemin kapanış sahnesi olarak hatırlandı.

Son Yolculuk Sessizliği

Sultan Mehmet Vahdettin’in cenazesi, San Remo’daki bir camide kılınan namazın ardından Suriye’nin Şam şehrine nakledildi. Burada Sultan Selim Camii avlusunda toprağa verildi. Cenazeye yalnızca birkaç kişi katılabildi. İhtişamlı Osmanlı saltanatının son temsilcisi olan Vahdettin, hem yaşarken hem de öldükten sonra yalnızlık ve kederle anıldı.

Tarihi Bir Ders

Sultan Vahdettin’in tabutuna haciz konulması ve kızının fedakârlığı, tarihimizdeki çarpıcı olaylardan biridir. Bu trajik hikâye, bir zamanlar dünyanın dört bir yanına hükmeden bir imparatorluğun son padişahının, kendi topraklarından uzakta, mütevazı bir şekilde hayata veda etmesini sembolize eder. Aynı zamanda, tarihin değişim rüzgarları karşısında büyük liderlerin bile ne kadar savunmasız kalabileceğinin bir göstergesidir.

Sultan Vahdettin’in yaşamı ve ölümü, yalnızca bir bireyin değil, bir dönemin sonunu temsil eder. Onun trajik sonu, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinin insani boyutunu gözler önüne serer. Kızı Sabiha Sultan’ın özverisi ise Osmanlı hanedanının onurunu korumak adına verilen son bir mücadele olarak hatırlanır.

ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM

BELEDİYELER

EKONOMİ