“DÜNYADA HAM PETROL VE AKARYAKIT FİYATLARINDA YÜZDE 50 ARTIŞ, BİZDE İSE YÜZDE 200 ARTIŞ VAR!”
“Ülkemizin her kesiminin bu zor ekonomik kriz ortamında eşit oranda ve adil fedakârlık yapması gerekir” Demokrat Parti Sözcüsü Dr. Neslihan Çevik, yaptığı haftalık basın açıklamasında akaryakıt fiyatlarındaki artışı değerlendirdi.

ANKARA / UHA- Genel Başkan Yardımcısı Çevik’in yaptığı haftalık basın açıklaması şöyle:“Ekonomik krizin elbette küresel boyutu da var ama…”
“Geçen hafta Demokrat Parti olarak Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına ilişkin TBMM’ye bir kanun teklifi sunduk.
Bunu açmadan evvel öncelikle ülkemizde adeta “milli güvenlik ve beka sorununa dönüşen” akaryakıt fiyatlarındaki artışın dünyadaki durumunu
özetleyelim: Pandemi döneminde düşen petrol fiyatlarından dolayı tüm dünyada verimi düşük rafineriler kapanmış; pandemi sonrasında talep artmış ve ham petrol işleme kapasitesine sahip rafinaj kapasite açığı oluşmuştur. Bu açığa ek olarak, pandemi sonrasında yaşanan parasal genişlemelerin ve ötelenmiş bulunan talebin de etkisiyle enerji emtialarında çok büyük fiyat artışları oluştu. Bu da tüm dünya ekonomilerinde enflasyonist etkiye sebep oldu.
Buna ilave olarak Şubat 2022’de baş gösteren Ukrayna Rusya krizi ile enerji maliyetleri rekor seviyelerde arttı. Sonuç olarak; tüm dünyada ham petrol ve akaryakıt fiyatları artmıştır ve 2023 yılına kadar da bu şekilde seyredeceği öngörülmektedir. “Ham petrol ve akaryakıt fiyatlarında dünyadaki ortalama artış ile ülkemizdeki artış arasında büyük uçurum var” Ancak dünyadaki ortalama artış ile ülkemizde artış arasında büyük bir uçurum var.
“Bu artışın sebebi; rasyonel olmayan para politikalarıdır”
1 yıl önce ham petrol fiyatı 72,6 dolar. O zaman dolar 8 küsür ve bu 634
TL eder. Bugün ise petrol fiyatı 111 dolar ama Dolar da 17.30 TL. Sonuç
olarak 1925 TL ediyor. Yani, dünyada yüzde 50 artış varken bizde yüzde
200 oranında artış olduğunu görüyoruz.
Bu fahiş farkın sebebi; yürütmenin rasyonel olmayan para politikaları ile milli ekonomimizde yeni ve pek çok kırılganlıklar yaratmış olduğu gerçeğidir.
Peki simdi ne yapacağız? Bunun bir çözümü var mı? Evet, elbette var!
Ülkemizde akaryakıt fiyatları 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 10.
Maddesine göre; “en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa
koşullarına” ayarlı olarak belirleniyor.
Güncel rafineri çıkış fiyatı Platts European Scan’da yayınlanan Akdeniz
Havzası (İtalya- Genova) benzin ve motorin ürün fiyatları ile TCMB
tarafından açıklanan “dolar satış kuru” baz alınarak tespit edilmektedir.
Halbuki; şu anda ambargolar nedeniyle Rusya çıkışlı petrol ve petrol
ürünleri tüm dünyaya göre yüzde 30 iskontolu. Ancak ülkemizde halen
pompa satış fiyatları, Akdeniz Havzasındaki afişe fiyatlardan
belirlenmekte.
“Akaryakıt fiyatlarının geldiği seviyeler artık milli güvenlik ve beka
sorunu boyutuna ulaşmıştır”
Bu fiyatlar ham petrolü işleyip ürünleri piyasaya satan rafinerilerle, ürünleri
ithal edenlere çok büyük oranda kar marjı bırakmaktadır. Ancak vatandaşa
ve üreticiye yansıdığında milli felakete yol açmaktadır.
Hatta Akaryakıt fiyatlarının geldiği seviyeler artık milli güvenlik ve beka
sorunu boyutuna ulaşmıştır. Son dönemde Kazakistan gibi ülkelerde
demokratik teamüllere de zarar verecek şekilde halk hareketlerine
sebebiyet veriyor olması, bunun en dikkat edilmesi gereken
örneklerindendir.
Bu beka sorunu ucuz tarife veya nakliye ücreti düzenlemeleri ile
çözülemez.
Yapılacak en başat şey, EPDK’nın fiyat düzenlemesi yapmasıdır. Bu
çerçevede geçen hafta TBMM’ye bir kanun teklifi sunduk.
Bu teklifimizde 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. Maddesine
dayanmakta.
Bu madde ne diyor? “EPDK olağanüstü durumlarda fiyatları
belirleyebilir” diyor. Biz de şu anda ekonomik olarak olağanüstü bir
durumdan geçiyoruz.
TBMM’ye sunduğumuz kanun teklifinde diyoruz ki:
EPDK’nın bu olağanüstü dönemde ikişer aylık periyotlarla piyasayı
düzenlesin.
Demokrat Parti olarak serbest piyasanın kıymetini en iyi elbette ki biz biliriz.
Nitekim EPDK düzenlemesinin Rafineri ve Dağıtıcı Lisans sahiplerine
makul kar marjları bırakması gerektiğinin de altını çizdik.
Ancak, ülkemizin her kesiminin bu zor ekonomik kriz ortamında eşit
oranda ve adil fedakarlık yapması gerektiğine de inanıyoruz.
Bu nedenle enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığı ve halkımızın hayat
pahalılığından çok büyük oranda fakirleştiği bu dönemde vermiş
olduğumuz kanun teklifini siyasi mülaza yapmadan, ivedilikle TBMM’den
geçmesi için tüm siyasi partilere de çağrıda bulunuyoruz.
Üreten ve büyüyen Türkiye için, böylesine olağanüstü bir dönemi
atlatabilmek adına bizlerin sorumluluklarımızın farkında olduğumuzu
söylemeliyiz. Diğer tüm siyasi partilerden, sivil toplum örgütlerinden de
aynı sorumluluk ve gayreti beklemekteyiz.”dedi.