ANAYASA TARTIŞMALARI

Anayasa tartışmaları yine alevlendi. Bu tartışmayı yine gündeme getirmek, bir gündem saptırma mıdır, beni ilgilendirmiyor.

Şu bir gerçek… Anayasamızın gerçekten de çağa uygun olarak, üzerinde monteler yapılarak değil, silbaştan yeniden yazılması gerekiyor.

Bu bağlamda…

Anayasamızda yapılan son değişiklikle, T.B.M.M’de 600 milletvekili bulunması gerekmekte. Ama, cari dönemde milletvekili sayısı 584.

Anayasanın değiştirilmesi için, milletvekillerinin üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu gerekmekte. Bu sayı da 400 milletvekiline tekabül ediyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin meclis içindeki sandalye sayısı 289. Meclis Başkanı AK Partili Mustafa Şentop olduğundan, meclis oylamasına katılamayacağından ötürü, Sayın Şentop çıkarıldığında AK Parti’nin sandalye sayısı 288 oluyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin sandalye sayısı da 48.

Bu bağlamda… CUMHUR İTTİFAKININ toplam milletvekili sayısı 336 olduğundan ve bu sayı da anayasa değişikliğine yetmiyor.

Yine, Cumhurbaşkanının, 82 Anayasasının 184’üncü maddesine dayanarak, anayasa değişiklik tekliflerini halk oylamasına (referanduma) götürme yetkisi var.

T.B.M.M Genel Kurulunda yapılacak olan bir anayasa değişikliği teklifi oylamasında, eğer 400’ün altında ancak 367 veya fazlası “kabul oyu” söz konusu olursa, cumhurbaşkanı, teklif T.B.M.M’de kabul edilmemiş bile olsa, teklifi halk oylamasına sunabilmekte.

Cumhurbaşkanı, T.B.M.M Genel Kurulunda 400 veya daha fazlası oy ile kabul edilmiş anayasa değişiklik teklifini eğer isterse, halk oylamasına sunabiliyormuş.

Buraya kadar olan hususlar…

Hukukun matematik tarafı.

* * *

Şimdi bakıyorum da…

Daha etraflıca bir taslak bile oluşturulmamışken…

“İstemezük” borazanları çalmakta…

Bizler niye böyleyiz?

Evet…

Bu anayasa değişikliği belki gündemi değiştirmek için ortaya atılan bir savsata da olabilir…

Ama…

Öte yandan, bu, anayasanın değiştirilmesi gerçeğinin üzerini çizer mi?

Bu anayasa ne kadar yamanırsa yamansın…

Dikiş tutmuyor.

Daha özgürlükçü bir anayasa metninin yazılması; ve özellikle kısa ve net bir metnin ortaya çıkarılmasının neresinde bir beis görülüyor?

Değerli okuyucular,

Biz böyle toplumsal ve siyasal meselelerde direttikçe, kendi siyasal bagajımızın gereklerine göre ön koşullar masaya koydukça…

Bir arpa boy ilerleyemeyiz.

Daha durun bakalım, anayasa değişikliğinin talebini masaya sürenler, hele heybesindekileri bir çıkarsınlar…

Ne isteniyor ne bekleniyor…

Kamuoyunca bir gözlemlensin.

Askerî bir idarenin yaptığı anayasayı, yama yapa yapa 21.yy. içinde yüzleştiğimiz sorunlarda temel başvuru belgemiz yapmamız, ne kadar realiteye uygun?

Taraflar bir tartışsın, nasıl bir vizyonla anayasa yazılmak isteniyor, oturup bir taslak ortaya çıkarılsın.

Bakıyorum da… Biz toplum olarak iyice birbirimizden kopmaya başladık. İstişare yok. Müzakere yok. Diyalog yok.

Etkili iletişim yok. Ee bu yoklar arasında…

Biz nasıl ufka yöneleceğiz, bilmiyorum.

Arz ederim. 

BELEDİYELER

EKONOMİ