Farklı yaşlarda iki ayrı nesil... Yaşam boyu birlikte atan, sevgi dolu kocaman iki yürek… Kız annesi olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama annesinin kızı olmak, onun sıcaklığını hissedip kokusunu içine çekerek büyümek muhteşem ötesi bir duygu.

Biz üç kız kardeşiz, aslında dört… Çünkü annemiz bize her zaman arkadaş gibi yaklaştı. Sorgusuz sualsiz dinledi, sırlarımızı sevgi dolu yüreğinde sakladı, iyi ya da kötü her anımızda hep yanımızda oldu. İyiyi, güzeli, doğruyu hep en iyi şekilde öğretti. Biz de annemizin bu yaklaşımını hiçbir zaman suistimal etmedik. Gerçi ben en küçük olmanın avantajlarından yararlanarak biraz şımarıklık ve yaramazlık yapmış olabilirim… Ama yinede hep saygı ve sevgi çerçevesi içinde sürdürdük ilişkimizi. Tabii ki de arada sırada ufak tefek sürtüşmeler olmuştur ama o da ergenliğe girmenin meydana getirdiği hormonal değişimler neticesinde gerçekleşmiştir. Hani şu büyüdüğümizi sanıp havalara girdiğimiz o dönem yok mu? Nam-ı diğer anne kız arasındaki, "Ne seninle ne de sensiz," dönemi... Gerçi biz de ergenlik dönemi çatışmaları annem tarafından sevgiyle hep doğru yönetildiği için hayatımız boyunca hep sevmeyi öğrendik. Bebeklikten çıktım ilk adımlarımı attım, çocukluktan ergenliğe geçtim genç kız oldum, ergenlikten olgunluğa eriştim, büyüdüm... Ve belki de değiştim ama annemle aramızdaki sevgi bağı hiç kopmadı. Değişmeyen tek şey aramızdaki ilişki oldu. O yüzden gazetede okuyup, televizyonda izlediğim ya da çevrede gözlemlediğim  ve bizim ilişkimizin aksine baskıcı annelerin tutumlarına maruz kalıp büyüyen kız çocuklarının isyankâr hikayeleri hep üzmüştür beni. Oysaki anneler kızları için hayatları boyunca önemli bir destek, bir rol modeldir. Bazı anneler kızlarını kendisinden farklı karakterde ve onların da ayrı birer birey olduğunu kabullenmeyip, hayatlarına gereksiz müdahalelerde bulunmaya devam ettiklerinden aralarındaki sürtüşme uzun yıllar sürüp gidiyor. Bu da maalesef anne- kız ilişkisini derinden zedeliyor.

Hayat boyu sağlıklı bir anne- kız ilişkisi yaşamak adına benim naçizane fikrim, her şeyden önce koşulsuz sevginizi verin. Hata yaptığında bile sevildiğini hissetsin. Aşırı baskıcı tutumlar, eleştirici yaklaşımlar yerine onu yargılamadan dinleyin, inanın ve güvenin… Onunda güvenini kazanın ve en iyi arkadaşı siz olun. Kızlarınızın size ve sevginizi her yaşta ihtiyacı olduğunu unutmayın. Şarkının sözlerini değiştirin ki, "Ne seninle ne de sensiz" yerine, Her şey seninle güzel," çalsın arka fonda.

 

">

Farklı yaşlarda iki ayrı nesil... Yaşam boyu birlikte atan, sevgi dolu kocaman iki yürek… Kız annesi olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama annesinin kızı olmak, onun sıcaklığını hissedip kokusunu içine çekerek büyümek muhteşem ötesi bir duygu.

Biz üç kız kardeşiz, aslında dört… Çünkü annemiz bize her zaman arkadaş gibi yaklaştı. Sorgusuz sualsiz dinledi, sırlarımızı sevgi dolu yüreğinde sakladı, iyi ya da kötü her anımızda hep yanımızda oldu. İyiyi, güzeli, doğruyu hep en iyi şekilde öğretti. Biz de annemizin bu yaklaşımını hiçbir zaman suistimal etmedik. Gerçi ben en küçük olmanın avantajlarından yararlanarak biraz şımarıklık ve yaramazlık yapmış olabilirim… Ama yinede hep saygı ve sevgi çerçevesi içinde sürdürdük ilişkimizi. Tabii ki de arada sırada ufak tefek sürtüşmeler olmuştur ama o da ergenliğe girmenin meydana getirdiği hormonal değişimler neticesinde gerçekleşmiştir. Hani şu büyüdüğümizi sanıp havalara girdiğimiz o dönem yok mu? Nam-ı diğer anne kız arasındaki, "Ne seninle ne de sensiz," dönemi... Gerçi biz de ergenlik dönemi çatışmaları annem tarafından sevgiyle hep doğru yönetildiği için hayatımız boyunca hep sevmeyi öğrendik. Bebeklikten çıktım ilk adımlarımı attım, çocukluktan ergenliğe geçtim genç kız oldum, ergenlikten olgunluğa eriştim, büyüdüm... Ve belki de değiştim ama annemle aramızdaki sevgi bağı hiç kopmadı. Değişmeyen tek şey aramızdaki ilişki oldu. O yüzden gazetede okuyup, televizyonda izlediğim ya da çevrede gözlemlediğim  ve bizim ilişkimizin aksine baskıcı annelerin tutumlarına maruz kalıp büyüyen kız çocuklarının isyankâr hikayeleri hep üzmüştür beni. Oysaki anneler kızları için hayatları boyunca önemli bir destek, bir rol modeldir. Bazı anneler kızlarını kendisinden farklı karakterde ve onların da ayrı birer birey olduğunu kabullenmeyip, hayatlarına gereksiz müdahalelerde bulunmaya devam ettiklerinden aralarındaki sürtüşme uzun yıllar sürüp gidiyor. Bu da maalesef anne- kız ilişkisini derinden zedeliyor.

Hayat boyu sağlıklı bir anne- kız ilişkisi yaşamak adına benim naçizane fikrim, her şeyden önce koşulsuz sevginizi verin. Hata yaptığında bile sevildiğini hissetsin. Aşırı baskıcı tutumlar, eleştirici yaklaşımlar yerine onu yargılamadan dinleyin, inanın ve güvenin… Onunda güvenini kazanın ve en iyi arkadaşı siz olun. Kızlarınızın size ve sevginizi her yaşta ihtiyacı olduğunu unutmayın. Şarkının sözlerini değiştirin ki, "Ne seninle ne de sensiz" yerine, Her şey seninle güzel," çalsın arka fonda.

 

">

Farklı yaşlarda iki ayrı nesil... Yaşam boyu birlikte atan, sevgi dolu kocaman iki yürek… Kız annesi olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama annesinin kızı olmak, onun sıcaklığını hissedip kokusunu içine çekerek büyümek muhteşem ötesi bir duygu.

Biz üç kız kardeşiz, aslında dört… Çünkü annemiz bize her zaman arkadaş gibi yaklaştı. Sorgusuz sualsiz dinledi, sırlarımızı sevgi dolu yüreğinde sakladı, iyi ya da kötü her anımızda hep yanımızda oldu. İyiyi, güzeli, doğruyu hep en iyi şekilde öğretti. Biz de annemizin bu yaklaşımını hiçbir zaman suistimal etmedik. Gerçi ben en küçük olmanın avantajlarından yararlanarak biraz şımarıklık ve yaramazlık yapmış olabilirim… Ama yinede hep saygı ve sevgi çerçevesi içinde sürdürdük ilişkimizi. Tabii ki de arada sırada ufak tefek sürtüşmeler olmuştur ama o da ergenliğe girmenin meydana getirdiği hormonal değişimler neticesinde gerçekleşmiştir. Hani şu büyüdüğümizi sanıp havalara girdiğimiz o dönem yok mu? Nam-ı diğer anne kız arasındaki, "Ne seninle ne de sensiz," dönemi... Gerçi biz de ergenlik dönemi çatışmaları annem tarafından sevgiyle hep doğru yönetildiği için hayatımız boyunca hep sevmeyi öğrendik. Bebeklikten çıktım ilk adımlarımı attım, çocukluktan ergenliğe geçtim genç kız oldum, ergenlikten olgunluğa eriştim, büyüdüm... Ve belki de değiştim ama annemle aramızdaki sevgi bağı hiç kopmadı. Değişmeyen tek şey aramızdaki ilişki oldu. O yüzden gazetede okuyup, televizyonda izlediğim ya da çevrede gözlemlediğim  ve bizim ilişkimizin aksine baskıcı annelerin tutumlarına maruz kalıp büyüyen kız çocuklarının isyankâr hikayeleri hep üzmüştür beni. Oysaki anneler kızları için hayatları boyunca önemli bir destek, bir rol modeldir. Bazı anneler kızlarını kendisinden farklı karakterde ve onların da ayrı birer birey olduğunu kabullenmeyip, hayatlarına gereksiz müdahalelerde bulunmaya devam ettiklerinden aralarındaki sürtüşme uzun yıllar sürüp gidiyor. Bu da maalesef anne- kız ilişkisini derinden zedeliyor.

Hayat boyu sağlıklı bir anne- kız ilişkisi yaşamak adına benim naçizane fikrim, her şeyden önce koşulsuz sevginizi verin. Hata yaptığında bile sevildiğini hissetsin. Aşırı baskıcı tutumlar, eleştirici yaklaşımlar yerine onu yargılamadan dinleyin, inanın ve güvenin… Onunda güvenini kazanın ve en iyi arkadaşı siz olun. Kızlarınızın size ve sevginizi her yaşta ihtiyacı olduğunu unutmayın. Şarkının sözlerini değiştirin ki, "Ne seninle ne de sensiz" yerine, Her şey seninle güzel," çalsın arka fonda.

 

">

ANNELER VE KIZLARI

Hayat boyu unutulmayan ilişkiler vardır. İlk aşk, ilk dostluk, ilk öğretmen, ilk komşu gibi… Ama bir tanesi vardır ki, hiç unutulmaz hep hatırlanır. "Anne- kız," ilişkisi kocaman bir sevgi armonisi eşliğindedir ve anlatılmaz yaşanır.

Farklı yaşlarda iki ayrı nesil... Yaşam boyu birlikte atan, sevgi dolu kocaman iki yürek… Kız annesi olmak nasıl bir şey bilmiyorum ama annesinin kızı olmak, onun sıcaklığını hissedip kokusunu içine çekerek büyümek muhteşem ötesi bir duygu.

Biz üç kız kardeşiz, aslında dört… Çünkü annemiz bize her zaman arkadaş gibi yaklaştı. Sorgusuz sualsiz dinledi, sırlarımızı sevgi dolu yüreğinde sakladı, iyi ya da kötü her anımızda hep yanımızda oldu. İyiyi, güzeli, doğruyu hep en iyi şekilde öğretti. Biz de annemizin bu yaklaşımını hiçbir zaman suistimal etmedik. Gerçi ben en küçük olmanın avantajlarından yararlanarak biraz şımarıklık ve yaramazlık yapmış olabilirim… Ama yinede hep saygı ve sevgi çerçevesi içinde sürdürdük ilişkimizi. Tabii ki de arada sırada ufak tefek sürtüşmeler olmuştur ama o da ergenliğe girmenin meydana getirdiği hormonal değişimler neticesinde gerçekleşmiştir. Hani şu büyüdüğümizi sanıp havalara girdiğimiz o dönem yok mu? Nam-ı diğer anne kız arasındaki, "Ne seninle ne de sensiz," dönemi... Gerçi biz de ergenlik dönemi çatışmaları annem tarafından sevgiyle hep doğru yönetildiği için hayatımız boyunca hep sevmeyi öğrendik. Bebeklikten çıktım ilk adımlarımı attım, çocukluktan ergenliğe geçtim genç kız oldum, ergenlikten olgunluğa eriştim, büyüdüm... Ve belki de değiştim ama annemle aramızdaki sevgi bağı hiç kopmadı. Değişmeyen tek şey aramızdaki ilişki oldu. O yüzden gazetede okuyup, televizyonda izlediğim ya da çevrede gözlemlediğim  ve bizim ilişkimizin aksine baskıcı annelerin tutumlarına maruz kalıp büyüyen kız çocuklarının isyankâr hikayeleri hep üzmüştür beni. Oysaki anneler kızları için hayatları boyunca önemli bir destek, bir rol modeldir. Bazı anneler kızlarını kendisinden farklı karakterde ve onların da ayrı birer birey olduğunu kabullenmeyip, hayatlarına gereksiz müdahalelerde bulunmaya devam ettiklerinden aralarındaki sürtüşme uzun yıllar sürüp gidiyor. Bu da maalesef anne- kız ilişkisini derinden zedeliyor.

Hayat boyu sağlıklı bir anne- kız ilişkisi yaşamak adına benim naçizane fikrim, her şeyden önce koşulsuz sevginizi verin. Hata yaptığında bile sevildiğini hissetsin. Aşırı baskıcı tutumlar, eleştirici yaklaşımlar yerine onu yargılamadan dinleyin, inanın ve güvenin… Onunda güvenini kazanın ve en iyi arkadaşı siz olun. Kızlarınızın size ve sevginizi her yaşta ihtiyacı olduğunu unutmayın. Şarkının sözlerini değiştirin ki, "Ne seninle ne de sensiz" yerine, Her şey seninle güzel," çalsın arka fonda.

 

BELEDİYELER

EKONOMİ