BAŞKALARININ GÜNAHIYLA AZİZ OLAMAZSINIZ

Kar yağışıyla birlikte herkes bir parça evine kapandı. Biraz, bize, önceki yıllardaki pandemi günlerini hatırlatıyor. Ancak bu havalarda sıcak evde oturup, can sıkıntısı ile sağa sola sarmakta moda oldu sosyal medyada.

Geçtiğimiz günlerde bir sanatçıyı kaybettik. Fatma Girik, iyisiyle, kötüsüyle bir ömrü bitirdi ve ahirete intikal etti.

O, ne siz dediniz diye ışıklar içinde uyuyacak ne de sizin burada yargıladığınız (Allah’a vereceği cevaplar) sorulara cevap verecek. Onun mizanı kuruldu. Peki, biz ne yapıyoruz? Ölmüş birinin arkasından kendi günah ve kusurlarımızı düşünmeksizin, atıp tutuyoruz. Üstelik helalleşme ihtimalimiz de yok Allah muhafaza.

Bize ne oldu da böyle konuşur olduk? Oysa bizim geleneğimizde vardı ‘ölenin arkasından kötü konuşulmaz’ sözü. Bir şeylerimizi yitiriyoruz ve yitirirken sadece başkalarını suçlayarak, yererek, daha iyi hissedeceğimizi sanıyoruz. Asla hissetmeyeceğiz, tabi hala içimizde iyi insan olgusundan bir şeyler kaldıysa. Bu bizi rahatsız edecek, huzursuz edecek. Hasta edecek…

Fatma Girik öldü, bu defa da hâlâ hayatta olan Hülya Koçyiğit’e, sırf farklı görüşte olduğu için tahammülsüzlük taşıyor ağızlardan. Onun sanatçı kişiliği hiç edilmeye çalışılıyor. Dört yapraklı yoncanın ismi de değişti sırf farklı düşünüyor diye. Sahi siz kimsiniz?

Daha ülkenin gündeminden bir sanatçının ölümü, cenazesi derken, önceki gün öldürülen Ece Erken’in eşine sardı yine aynı hadsiz birtakım kişiler, avukatmış, kim bilir kimlerin canını yakmış. Yahu bir durun adam daha gömülmedi. Sorgu sual melekleri sizden daha insaflı. Allah aşkına size ya da insanlığa bir zararı dokunmamış, sırf farklı düşünüp yaşıyorsunuz diye insanları töhmet altında bırakmaktan vaz geçin.

“Başkalarının günahıyla aziz olamazsınız” diyor Anton Çehov. Hayat, herkes için yeterince zor, saldırıya geçtiğiniz kişiler bu ülkede yaşamış, başarılı olmuş ya da olamamış. (o da fark etmez ya.) Kimisi anne, baba, eş, insanların acısı üzerinden kendi egolarınızı tatmin etmeyin. Varsa eğer daha iyisini yapabilecek yüreğiniz, onları yapın ki hem içiniz huzur dolsun hem de güzel anılın

BELEDİYELER

EKONOMİ