ENSEYİ KARARTMAYALIM!

YAŞAM denen ucu bucağı tahayyül edilemeyen umman...

İnsanı bazen tecrübe ettikleri karşısında açmaza, bilinmezlere sürüklüyor.

Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.

Dış politikadan pek haz etmiyorum.

Doğal olarak haz etmediğim için, belki de anlamadığım için mi demem gerekir...

Bu doğrultuda yazmayı da sevmiyorum.

Ama ne ki güncel gelişmeler ve değişimler...

İnsana bazı şeyleri “dayatıyor”.

Dışarıdaki gelişmelerden ötürü, bir türlü içimizdeki problemlere odaklanıp bunları çözümleyemiyoruz.

Buradan şu çıkmasın: Dış politika önemsizdir. Tabii ki nasıl ki vatanımızdaki gelişmelerden ve dönüşümlerden haberdar olmaya çabalıyor ve yine gündemi yakından takip etmeye çalışıyorsak...

Kaç günlerdir yatıp kalkıyoruz...

Afganistan’daki dönüşüm üzerine yazılanları okumaya ve öte yandan bu gelişmeleri “anlamaya” çabalıyoruz.

Bir bakıyorsunuz...

Almanya ayrı telden çalıyor. Amerika Birleşik Devletleri zaten yeryüzünün “yaramaz çocuğu”!

Ne yapsa ne etse... Hesap vermeyen, hesap sorulamayan bir poz sergilemekte.

İlerleyen süreçlerde, NATO’yu da BM de tartışmanın gereğini göreceğiz. Artık mızrak çuvala sığmıyor.

Öyle bir uluslararası örgütlenme düşünün: NATO, ABD’nin yeryüzünü biçimlendirmede askerî ayağını teşkil etmekte; BM siyasi ayağını ve son olarak da IMF finansal ayağını oluşturmakta.

Bizler bu “adaletsizlikleri” görüp içlenirken, iç işlerimizde bir arpa boyu mesafe katedemiyoruz.

Acaba ne zaman bizler de kısa ömürlerimizde Batılılar gibi “asude bir yaşam ve ömür” süreceğiz?

BELEDİYELER

EKONOMİ