İĞNE ÇUVALDIZ MESELESİ!

İktidar sarhoşluğuna tutulmuş ve iktidar adına salvolar yazan birtakım kişilere göre, Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyaset yapma stratejisi, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine…

Yine muhalif kesimlerin tek hedeflerinin Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak üzerine bina edildiği diğer bir seslendirilen iddia…

- - -

Şöyle bir baktığımızda…

Söylenenlerin gerçeklik ve doğruluk payı var.

Laik ve Atatürkçü/Cumhuriyetçi kesimlerde/kitlelerde, bir Tayyip Erdoğan düşmanlığı olduğu ileri sürülebilir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidar olduğu dönemden beridir kıyı bölgelerinin Atatürkçü ve laik sakinleri, bir türlü Sayın Erdoğan ve partisi ile sıcak ilişkiler kuramadı.

- - -

Adalet ve Kalkınma Partisini ve Sayın Erdoğan’ı rejime düşman ve yine Atatürk Cumhuriyetinin karşıtı olarak gördüler. Tabii burada etki tepki olayını es geçmemek lâzım. AK Parti kadroları ile tabanı da, laik kesimlerle sıcak ilişki kurmaktan hep imtina ettiler.

- - -

Yıllarımız sürekli olarak birbirimizi suçlamak ve düşman ilan etmekle yitip geçti.

Evet…

Şöyle bakıldığında…

Onca genel ve yerel seçim ifa ettik.

Yine birçok referandum yaptık.

Bu süreçlerde…

Muhalefet yapan mecralar ile CHP nasıl bir strateji izlediler? Cumhuriyet Halk Partisi, sürekli olarak seçmen kitlesine Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak gerektiği hedefini gösterdi. Ekonomi batsın, çöksün, yeter ki Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulalım histerisine yakalandı CHP.

Tabii burada sadece iğneyi CHP’ye batırmıyorum!

- - -

AK Parti bu süreçlerde ne yaptı?

Toplumumuzu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak adına elinden geleni yapan bir siyasal iktidar gördük.

Tamam…

CHP’yi politikasızlığından ötürü suçlayalım!

CHP’yi seçim stratejisini sadece bir kişiye odaklayan takıntısından ötürü tenkit edelim.

İşte yine…

Sağ muhafazakâr jargonca ileri sürülen, “CHP halktan kopuk bir parti, halka inemiyor, CHP Esmer Türkleri dışlıyor, tepeden bakan bir anlayışa sahip” yüklenmelerini bir kenara not edelim…

- - -

Ama, AK Partinin sütten çıkmış ak kaşık olmadığını da ifade edelim.

Yıllardır iktidarsın…

Artık kudret ve güç sende…

Devlette tam anlamıyla güç konsolidasyonuna gitmişsin.

Hemen hemen tüm idari kadrolar senin emrinde…

Eskiden şikâyet ettiğin devletin ceberut yüzü gitmiş ve artık daha insan haklarına saygılı bir devlet prensibi peyderpey kamu hayatına yerleştirilmiş.

Ama, sen toplumun tümünü kucaklamak için elinden geleni yapmıyorsun!

Partinden ayrılanları “ötekileştiriyorsun”, “yabancılaştırıyorsun”, dava arkadaşlığı yaptığın şahsiyetleri âdeta arenaya atar gibi toplumun önüne atıyorsun.

Eğriye eğri söyleyeceksek eğer… AK Parti toplumumuzu yabancılaştırmada olsun, kutuplaştırmada olsun, CHP’nin siyasetsizliğine göre daha öndedir.

Bugün siyasal iktidarın başındakilerinin, partilerinden istifa eden bir kişi için “ümmeti bölüyorsun” yorumu, “anakronik” olduğu kadar “akıl tutulmasının” da bir emaresidir.

Ülkemizde yaptığımız en büyük yanlışlık, bir şey hakkında değerlendirme ve yorum yaparken, bunun diğer tarafını görememektir. Yani çoklu bakış açısının ve eleştirel yorumun eksikliği, bizleri “duygusal” tepkilere sürüklemekte.

BELEDİYELER

EKONOMİ