KONUŞUYORUZ AMA NECE KONUŞUYORUZ?

Türkiye’de tartışırken veya bir konuyu değerlendirirken, her nedense içerik bakımından orijinden uzaklaşıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç gün önce ülkemizde bir “reform” yapılması gereğinden dem vurdu.

Sonra, yine bir açıklamasında, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin daha yakın olması minvalinde bazı açıklamalarda bulundu.

Hoppala… Hemen, bazı aklıeveller, bu açıklamadan başka yerlere varmaya çabalıyorlar. İşte neymiş, daha önce Sayın Erdoğan, Avrupa ülkelerini eleştirirken, şimdi ne olmuş da, ilişkilerin “normalleşmesi” minvalinde adımların atılmasının söylemini dillendiriyormuş.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, kurulduğundan beridir hedefi nedir? Muasırlaşmak değil midir? Ülkemizin hem altyapı hem de üstyapı bağlamında daha da “modernleşmesi” değil midir? Türkiye Cumhuriyeti, kurulup da teşkilatlanmasından itibaren, neden geleneksel kurumları ilga edip de çağının çağdaşı kurumları toplumsal hayatın içine adapte etti?

Evet, Türkiye, İslam değerleriyle bezenmiş bir toplumdur. Kimlik olarak Müslüman kimliğimiz her şeyden daha öndedir. Ama, öte yandan, Türkiye, Ortadoğu coğrafyasında biricik ve tektir. Bizi, diğer Ortadoğu devletlerinden ayıran tarafımız nedir? Tabii ki, emperyalist bir kuşatmayı yararak, laik demokratik hukuk devleti ayakları üzerinde yükselmemizdir.

Bu bağlamda, siyasetçilerimizin, AB ile genelde özelde de Almanya ve Fransa gibi birliğin ağır topları ülkeleriyle ilişkilerimizi normalleşmeye çekmeye yönelik adım atmalarının ne tarafında bir anormallik var? Allahaşkına, bizler, uçsuz bucaksız bir ormanda mı yaşıyoruz? Türkiye gibi güçlü bir devletin, kendisini kadim bir medeniyetten izole etmesi akla yakın mı? Biz kimlerle ticaret yapacağız? Biz kimlerle işbirliğine ve diyaloğa yönelik teşebbüs içinde olacağız? Ürettiklerimizi kime satacağız?

Bence, bu aklıeveller azıcık düşünsünler bakalım: Türkiye’nin yeri nerededir? İkili ilişkilerimizde her nedense eleştirilen, tefe konan ülke biz oluyoruz? Avrupa uygarlığına hatırlatmak gerek: Ahde vefa denen bir hasletin olduğunu…

BELEDİYELER

EKONOMİ