MİSYONUNU YİTİRMİŞ KAI’LER SON BULMALI

KAI (KARS-ARDAHAN-IĞDIR), 1992 yılından sonra ortaya çıkmış bir hemşeri dayanışma.  Anadolu insanı duygularını ön plana koyan, maneviyatını en uç noktalarda yaşayan ama bir o kadar da mantıklı hareket hareketidir etmesini bilen insan topluluğunun yaşadığı bir yerdir.

     Anadolu derken doğaldır ki ülkenin her köşesi Anadolu’dur. Mustafa Kemal’in büyük zorluklar ve sıkıntılarla küllerinden yarattığı ve Misak-ı Milli Sınırları içerisinde kalan her nokta Anadolu’dur. Ancak, ben bu yazımda Anadolu derken Anadolu’nun en uç noktalarından Ülkenin Kuzey Doğusundan söz ediyorum. O sınır bölgesi öyle böyle zorluklar çekmemiş. Kolay vatan olmamış. Kırk beş yıl kadar Rus işgali altında kalmış. Her türlü ihanete ve baskıya hatta soy kırıma maruz kalmış bir noktası Anadolu’nun.

     Evet, Kars-Ardahan-Iğdır üçgeninden ve bu yörelere ait sivil toplum hareketinden söz edeceğim. Malum 1992 yılına kadar Kars il, Ardahan ve Iğdır’da Kars’ın ilçeleri olarak siyasi ve idari yapıyla gelmiştir. Gerçi daha öncelerde 1921’lerde Ardahan’ın il olması vs. de var ama o kadar gerilere gitmek istemiyorum. Yakın tarih 27 Mayıs 1992 tarihini milat olarak alıyor ve o tarihten itibaren olan süreci irdeleyeceğim.

     1992 yılında ülkenin yeniden siyasi ve idari yapılanması ile çeşitli iller oluştu. Bunlardan ikisi de Ardahan ve Iğdır’dır. Yani Kars ili üçe bölündü ve üç yeni il ortaya çıktı. Bununla beraber daha önce ilçe olan bu iller doğal olarak il statüsü alınca çeşitli kamu kurum ve kuruluşları oluşmaya ve sivil inisiyatifler de gelişmeye başladı. İşte tam da bu sıralarda özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi illerde yoğun yaşayan Kars, Ardahan ve Iğdır camiası ilk birlikteliğin verdiği duyguyla en azından gönül bağlarımız kopmasın diye STK çatıları altında hemşeri dayanışmaları sağlayarak KAI denilen Kars-Ardahan-Iğdır Derneklerini kurdular. Hatta daha sonraki süreçlerde KAI Federasyonları bile kuruldu. Hakkını yemeyelim bu dernekler sayesinde çeşitli siyasi liderler çıktı, mecliste temsiliyet ve özellikle belediyelerde söz sahipliği vs de sağlanmıştı.

     Bu şekilde yürüyen STK yapısı doğaldır ki, belli bir süre sonra Ardahan ve Iğdır’ın da il kimliğini kazanması ve kendi ayakları üzerinde durması gereken yapılar oluşmasını kendiliğinden getirdi. Çünkü, şöyle de bir inanç vardı: Evet, biz il olduk ama hala Kars’ın egemenliğinden ve etkisinden kurtulamıyor ve kendi istek ve taleplerimizi ön plana çıkaramıyoruz. O halde ne yapalım, misyonunu yitirmiş ve etkinliği azalmıştı. Hatta bazı siyasi hesap sahiplerinin etkisinde kalmış olması artık bardağı taşıran son damla olmuştu. Ha bu arada hala bu hesaplarla toplumsal ve siyasi mühendislik yapmaya kalkanlar yok mu var. Bu bir kenarda dursun.

     Yaklaşık 2005-2006 yılları olacak Ardahan camiası kendi öz benliğini oluşturma ve siyasi ve STK alanında kendi gücünü ve etkinliğini gösterebilme adına nüfus yoğunlukları olan bölgelerde önce dernekler oluşturmaya sonrasında da 2009-2010 yıllarında Federasyonlaşmaya gitti. Ardahan dernekleri biraz sancılı da olsa bir araya gelerek Ardahan Dernekler Federasyonu’nu ARDA-FED’i kurdular. Bu hareketin öncü kuvvetinde ben de vardım ve bu çalışmayı Mehtap Kılıç ve Cevat Çoşkun bizzat örgütledik. Evet, yaklaşık 10-12 yıl olmuş STK kimlik kazanım süresi. Bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen hatta neredeyse Ardahan Derneklerinin büyük çoğunluğunu bünyesinde bulundurmasına rağmen halka KAI dernekçiliğinin etkisinden kurtulamamışız.

       Az önce sıraladığım büyük metropollerde Ardahan Dernekler Federasyonu var iken. Hala aynı metropollerde sözüm ona Kars-Ardahan-Iğdır Dernekleri ve Federasyonlarını diri tutma gayreti içerisinde oluyorlar. Bu gayretin aslında o illerin tanıtımı, gelişmesi ve büyümesine ya da siyasi etkinliğine hiçbir katkısı olmuyor. Sadece bu kuruluşları ayakta tutarak kendi siyasi çevrelerine “Bak ben bu kadar büyüğüm. Benim arkamda üç ilin kitlesi var. Beni dikkate almak zorundasınız falan… gibi” mesajlar verilmeye çalışılıyor. Bu blöfü, mesaj verilen o çevreler yiyor mu? Bilinmez ama az da olsa yiyenlerin olduğunu düşünüyorum. Ancak, çoğunlukla yenmediğini ve o mesajı vermeye çalışanların da komik duruma düştüklerini hatta kendi camiaları içerisinde bile kabul görmediklerini söylemeden geçemeyeceğim. Bu işlerin başka bir zor yanı da var. Sonuçta bu organizasyonu yapan insanlar Kaslı, Ardahanlı ve Iğdırlı hemşerilerimiz. Ve doğaldır ki herkesi davet ediyorlar. Camia küçük olduğu için de herkes biri birini tanıyor. Şimdi gitsen bir dert gitmesen başka bir dert. Yani o” aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” misali gerçekten insanlarımızı da iki arada bir derede bırakmayın. Her ilin kendi günlerine tüm ülkenin illerini ve insanlarını davet edin. Doğal olanı da kendi kültürünüzü bilmeyenlere aktarmak olacaktır.

     Şimdi bir bakıyorsun; bir Ardahan derneği ya da federasyonu kalkıyor Kars-Ardahan-Iğdır Günleri organize ediyor. Ya da bir bakıyorsun Kars Ardahan Iğdır dernekleri bir bakıyorsun bir ilin adına başka bir organizasyon yapıyor. Özellikle tanıtım günleri çok komik duruyor. Kars- Ardahan-Iğdır Dernekleri ya da federasyonları üç ile ait bir tanıtım günleri organize ediyor. Arkasından Ardahan Dernekleri ya da federasyonları bir ya da iki ay sonra kendi ili adına bir tanıtım günleri organize ediyor. Hani derler ya “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”. Tam da bu misal ve çok komik ve çok kötü bir durum.

     Şimdi, burada asıl iş Tanıtım Günleri için yer ve imkân sunan Büyükşehir veya ilçe belediyelerine düşüyor. Değerli Belediyeler, Belediye Başkanları lütfen bu duruma fırsat vermeyiniz. Bir ile iyilik yapmak ve destek olmak istiyorsanız, o ilin kimliğiyle muhatap olun. Kars-Ardahan-Iğdır oluşumları artık suni oluşumlardır ve ömrünü tamamlamıştır. Vereceğiniz hizmetleri tek il adına vermelisiniz. İkinci mesajım da Kars-Ardahan-Iğdır valiliklerinedir. Sayın Valiler, tanıtım günleri tek bir ilin olur. Kendi ilinizin dernek ve federasyonlarını dikkate alın lütfen. Bir başka sözüm de o illerin belediye, kültür vb. kurum ve kuruluşlarınadır. Sizlerde bu tür üç il etkinliklerine katkı sunmayın, destek olmayın. Sadece kendi ilinizi ilgilendiren organizasyonları destekleyin. Son sözüm de dernekçi arkadaşlarımadır. Değerli arkadaşlar, ömrünü ve misyonunu tamamlamış organları artık sonlandırma zamanı gelmiştir. Kendi illerinizin derneklerinde ya da federasyonlarında aktif görev alın ve rol oynayın. Toplum çalışanı görüyor. Ha günümüzde her ne kadar ahde vefa duygusu kalmamış olsa da geçmişi, geçmişi hizmetleri ve emekleri bir anda silip atsalar da toplum onları da görüyor ve biliyor.

Sonuç olarak; KAI’ler/ KARS-ARDAHAN-IĞDIR DERNEKÇİLİĞİ misyonunu tamamlamıştır. Bu oluşumlardan vaz geçilmeli ve Kars Dernekçiliği, Ardahan Dernekçiliği ve Iğdır Dernekçiliği üzerine kafa yormalı ve bu gerçekçi oluşumlarda yerimizi almalıyız. Tabi ki Karslı, Ardahanlı ve Iğdırlı her birey birbirine gönül bağı ile bağlıdır. Aidiyet duygumuzu da yitirmeden akrabalık ve dostluk bağlarımızı koparmadan insani ilişkiler içerisinde yaşamlarımızı sürdürmeliyiz.

Yaşar GELER

 

BELEDİYELER

EKONOMİ