SOL MU SAĞ, SAĞ MI SOL?

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisini “sağa çektiği” için yine “eleştiriliyor”.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun independent Türkçe sitesindeki şu açıklamasına;

“21’inci yüzyılın sorunlarını 18’inci yüzyıl kavramlarıyla mı çözeceğiz? Nedir sağcılığın, solculuğun kriterleri? Solcular kamu adına çalışır. Sağcılar kamu adına çalışmıyor mu? Solcular fakire yardım eder. Sağcılar fakire yardım etmiyor mu? Dolayısıyla bizim 18’inci yüzyıl kavramlarına hapsedilmiş bir siyasetle Türkiye’yi aydınlığa çıkarmamız mümkün değil. Yeni kavramlar üretmeliyiz.”

CHP’nin 24’üncü ve 26’ncı dönem milletvekili hukukçu İlhan Cihaner’den tepki gelmiş.

Nedense, CHP bir türlü gündeme “oyun kurucu” bir parti olarak gelemiyor. İçlerinde kendi kendilerini yemeleri, hesaplaşmalar, hizipçilik, CHP’yi gündem belirleyemeyen, daha çok gündeme hapsolan ve siyaset üretmede kısır döngüye ram olan bir konuma dönüştürüyor.

Zaten değerlendirmeler bu minvalde olunca, üretken bir siyaset ortamı da yeşertilemiyor. 1980’li yıllarla neoliberalizmin Reagan ve Tathcher ile şaha kalktığı, Turgut Özal’ın liberal politikaları ülkemizde tedavüle soktuğu bir dönemeçte, sol partiler ve ideolojiler silikleşti. Ya da halk kitlelerini arkalarında göremediler. Tabii klasik sol slogan ve propagandalar, daha çok işçi sınıfının sorunları ve mücadelesi üzerinden okundu. Sendikal hareketler, sivil toplum kuruluşları, ırkçılığa karşı mücadeleler, yabancı düşmanlığıyla savaş, gelir adaletsizliği, yoksulluk, doğanın tahribatı vb. hususlar üzerinden yürütülen siyasal diskur, Türkiye’de sosyoloji ihmal edildiği için, işte böyle tartışılmakta ve iktidara da namzet olamamakta.

BELEDİYELER

EKONOMİ