UĞURLAR OLSUN...

14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye’de hayatlarımıza çok fazla anlam katacak şekilde değerlendirildi/değerlendirilmeye de devam ediyor.

İnsanlar duygusal varlıklar.

Duygusal olduğu kadar ideolojik davranışlar gösterebilen canlılardır da.

Cumhurbaşkanlığı seçimini geride bıraktık. Ama Türkiye’de bazı şeyler gerçekten de hiç değişmiyor…

Değişme ihtimali var mı, bilemiyorum!?

Gelmek istediğim nokta…

Muhalefet partileri ve bu muhalefet partileri üzerinden kendilerini “muhalif” olarak konumlandıran kitleler…

Bendeki “dejavu hâli” sanırım, AK Parti iktidardan düşmeden ve özellikle müzmin muhalif kesimlerin arzuladığı “sosyal demokrat bir parti” iktidarı devralmadan sönümlenmeyecek gibi…

Mesele şu…

Bugün internette ve tv ekranlarında gezinirken ve arama tarama yaparken… Bildik konuşma ve yazımlara rast geldim…

Özellikle, muhalif gençler mutsuzlar(mış)… Yine özellikle yıllardır Erdoğan’ı devlet başkanı olarak gören yeni kuşak seçmende bir yılgınlık, kaygı ve endişe durumu, bu zamana kadar görülmediği düzeyde artmış.

Eskiden bizler neden şikâyet ederdik?

Memleketteki “ortalama insanımızın” çok fazla raddede siyasetten kopuk olduğu, yanisi apolitik bir gençlik ve yurttaş profilinden dert yanar, bunun demokratik olgunlaşma adına eksiklik oluşturacağını ifade ederdik.

Tabii… Burada, Türkiye’mizin 1960 ihtilalinden başlamak üzere, 1971 Muhtırası ve en son 1980 Askerî Darbesiyle istenilen yapıda dönüştürülmek istenmesi ve dönüştürülmesinin etkisini göz ardı edemeyiz.

***

Zaten, Türkiye gibi ülkelerde demokrasi, demokratikleşme ve demokrasi kültürü; ulaşılması çok arzulanan ama bir türlü Kaf Dağı’nın zirvesine tırmanılamayan yarı gerçeklik yarı hülya durumudur…

Şimdi gelelim…

Endişeli Modernlere… Ve modernlerin bitimsiz endişelerine…

Ve yine bu kitleye “endişeli ve yılgın bir genç kitle” dâhil oldu. Kestirmeden söylersek…

Kendilerini “bu toplumun üzerinde” gören genç kitle, bu ülkeden gitmek istiyor.

Bu ülkeyi terk etmek istiyorlar. Neden? Çünkü, kendi arzu ettikleri siyasi parti ve “Kemal amcaları” seçimi kazanamadığı için.

Ne olacak şimdi? E tamam da bu ülke, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sadece bu endişeli ve kendilerini “modern” diye tarif eden ve tanımlayan kesimlerden mürekkep değil ki!

İktidara ve Sayın Erdoğan’a oy veren bir kitle var ve bu kitle hem siyasal davranışlarından hem de hâl ve duruşlarından yaşamlarından hoşnut gibiler.

***

Endişeli modernler sizler mutsuz iken, bu toplumda mutlu ve mesut insanlar da var. Çünkü, sizin hayat tarzınızla onların hayat tarzları çok farklı bir değerler manzumesine sahip. Demokrasinin “bir cilvesi” sandığa gitmektir ve “dünya görüşüne” göre varolan siyasal partilerden birine iradeni yansıtmaktır.

Yıllardır aynı şeyleri duymak ve okumak, ve yine inanın aynı fasit daire içine hapsolunan gündem dışına çıkamamak…

Gerçekten de çok hazin!

Gençler hani gitmek istiyorsunuz ya, bu ülkede artık bize yer yok diyorsunuz ya, artık burada bize bir gelecek yok diyorsunuz ya…

Öncelikle bu ruh dünyasından çıkmanın yolunu bulmanız gerekecektir. Öte yandan gitmeyi “düşlediğiniz ülkelerde” sizlere nasıl bir gelecek sunulacak? Belki bana aptal diyeceksiniz, belki beni tiye alacaksınız olsun varsın: Dış memleketler sanıyor musunuz GÜL BAHÇESİ ile donatılmış!

Sizce, herkes bir OKTAY SİNANOĞLU mu veya AZİZ SANCAR mı?

Ne diyebilirim… Seçim sizin ve sizler HÜR İNSANLARSINIZ.

YOLUNUZ ve BAHTINIZ açık olsun.

BELEDİYELER

EKONOMİ